DR.DİDEM KÜT
Dr.Öğretim Üyesi
DR.DİDEM KÜT
Dr.Öğretim Üyesi

Blog Post

Televizyonun Çocuklara etkileri

Haziran 29, 2021 Makaleler
Televizyonun Çocuklara etkileri

Çocuklar için öğretici ve eğitici nitelikte olan programlar ve filmler onların kendilerini tanıyabilmelerine, kişilik gelişimlerine hizmet edeceğinden, izlenmeleri teşvik edilmelidir. Ancak bu olumlu etkisinin yanı sıra çocuğun, oyun ve aile içi iletişimler yerine zamanının büyük kısmını televizyon karşısında geçirmesinin, televizyonun esiri olmasının önüne geçilmelidir.

Kaldı ki pornografik ve saldırgan içerikler taşıyan programların, filmlerin zaten dürtü kontrolü güç olan çocuklarda olumsuz özdeşim ve davranışlara yol açtığı bilinmektedir. Böyle durumların ortaya çıkması engellenmelidir. Fakat çocuğu televizyonun olumsuz etkilerinden korumak, yerli yersiz yapılan emir ve direktiflerle, zorlamalarla olmaz, olmamalıdır. Çocuk televizyonun zaman zaman kapatılabileceğini bizzat ebeveynlerinden öğrenir. Bütün zamanlarını televizyon izleyerek geçiren ebeveynler, elbette bu konuda çocuklarını gerekli ve yeterli bir biçimde eğitemezler. Bazen çocuğun, istenmeyen bir programı izlemesinin önüne geçilemez. Bu takdirde ebeveynlerin programı çocukla birlikte izlemesi, daha sonra programı birlikte değerlendirmeleri, iyi ve kötü yanlarını dile getirmeleri yararlı olacaktır.¹

Dehşetli, saldırgan, korkunç facialı filmleri seyrede ede, çocuk üzerinde yaşadığı dünyanın ve içinde bulunduğu toplumun gerçeklerine, meselelerine, dertlerine yabancı kalacak, onları küçümseyecektir. Bu yabancılaşma bazen onu saldırganlığa eğilimli hale getirebilecek, bazen de acıma merhamet hislerini törpüleyebilecektir.

Sürekli televizyon izleyen çocukların konsantrasyon zorluğu çektiği, durmaksızın ve düşünmeden hareket ettiği ve çabucak kafalarının karıştığı bir gerçektir. Haftada 10 saat ve üzeri televizyon izlemenin zihin faaliyetini olumsuz etkilediği gösterilmiştir.

Yine televizyon seyretmek için geç saatlere kadar oturan çocukların uyku düzensizlikleri yaşadıklarını ve bu sorunun da okul performansını etkileyerek ertesi gün çocuğun derslere katılımını azalttığını ortaya çıkarmıştır. Şiddet içeren programların da uyku düzensizliklerine sebep olduğu bilinmektedir.

Ünlü ABD’li kişisel gelişimci Zig Ziglar, “İtiraf etmeliyim ki, eğer evlerinde televizyon olmasaydıçocuklarımız büyük ihtimalle “farklı” olacaklardı. İlk birkaç haftadan sonra “farklılaşacaklardı.” Daha mutlu, daha konuşkan ve açık yürekli, daha üretken, daha Müşvik, daha rahat, ahlâkî yönden sorumluluk taşıyan ve toplumsal yönden kabul gören insanlar olacaklardı.”demektedir.²

Televizyonun çocukları esir aldığı ve bunun sonucu olarak kendini film kahramanı gibi gören çok sayıda kimlik ve kişilik bozukluğuna uğramış insan yetiştiği bildirildi. Fransa’da bir çocuğun okulda 900, televizyon karşısında ise yıl içinde 1.200 saat tükettiğine dikkat çeken ilgililer, çocukların aile bireyleriyle ilişkilerinin güçlendirilmesini ve oyuna yönlendirilmesini istediler.

Yapılan bir araştırma, fazla televizyon seyreden çocukların daha çok yaralanma kazalarıyla karşılaştıklarını ortaya çıkardı. Özellikle tehlikeli sahnelerde rol alan oyuncular ve dublörlere özenmenin kaza riskini artırdığına dikkat çekildi.

Televizyonlarda gösterilen şiddet içerikli yayınların çocuk ruh sağlığı ve toplum yapısı üzerindeki etkileri uzun zamandan beri ciddi biçimde tartışılıyor Anne ve babaların, televizyon programı seçiminde çocuklarıyla birlikte hareket etmesi tavsiye ediliyor.³

Taklit ve televizyon

Çocuk, ruhsal gelişimini aile içinde tamamlamak zorundadır. Yetişkin kişi olmayı, taklit dediğimiz büyüklere benzeme arzusu ile öğrenir.

2-6 yaşlar arasındaki çocuğun belirgin özelliği taklittir. Bu yaşlardaki çocukta iyiyi kötüden ayırabilme yeteneği, yani üstbenlik gelişmemiştir. Gördüğünü iyi veya kötü diye tefrik edemeden taklit eder.

Çocuğun başlıca taklit kaynağı ana ve babasıdır. Gününün tamamına yakınını geçirdiği evinde anne ve babasının hareketlerini, konuşmasını, davranışlarını, olaylara verdiği tepkilerini, huylarını görüp taklit ederek büyür.

Televizyon evlere girince anne ve baba arasındaki muhabbet ve hürmet dolu iletişim, aile sohbetleri oldukça azalır. Artık aile fertleri saatlerinin çoğunu televizyon karşısında geçirmektedir. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre her Amerikalı, hayatının 15 yılını televizyon seyrederek harcamaktadır. Yorgun işten dönen baba, anne ve çocuklarla yeterince ilgilenmeden televizyon seyretmeye dalmaktadır. Bu durumda çocuğun taklit edeceği anne-baba ilişkileri yanında, gördüğü ilgi ve sevgide azalmaktadır.

6-11 yaşlarındaki çocuğun taklidi ebeveyninden çevreye yönelir. Ayrıca bu yaşlar çocukta süper egonun yani iyiyi kötüden ayırabilme yeteneğinin oluştuğu çağdır. Bu yaşlarda vereceğimiz ideal fikirler onların şahsiyetine yön verir.

Çocuk televizyon seyrederek oradaki uygunsuz kimlikleri kendine örnek alabilir. Bugün en geniş izleyici kapasitesine sahip bazı televizyon programları, evlilik öncesi hatta evlilik dışı yaşanan cinsel ilişkileri “sıradan” kabul etmek konusunda bizleri şartlandırmaktadır.

Yine reklâmlar çocukları gereksiz tüketime itmektedir. Bira, banka vs. reklâmları çocuklar için olumsuz örneklerdir. Ayrıca dizi ve filmlerde içki ikram edilmekte, “eğer eğlenmek istiyorsak içmemiz gerekir” diye bir mesaj beynimize kazınmaktadır.²

ÇOCUĞUNUZUN TELEVİZYONDAN OLUMSUZ ETKİLENMEMESİ İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

İzleyecekleri filmler konu ve işleniş açısından çocukların rahatlıkla anlayabileceği şekilde olmalıdır.

Çocuk uzun süre ve arlıksız televizyonun önünde oturtulmamalıdır.

Çocuğun izleyeceği program ve filmlerdeki olay, kahraman ve tiplerde olumlu özellikler ağırlıkta olmalıdır.

Çocuklar yalnız başlarına televizyon seyretmemelidirler. Yalnız olan çocuk, korku veren ve anlamadığı sahnelerde kimseye bir şey soramaz. Çocukla filmde izlediği sahneler ve sözcükler hakkında konuşmak gelişimi için yararlıdır.

Çocuk, televizyonu yakından seyretmemeli, rahat edebileceği bir şekilde oturtulmalıdır. Böylece gözlerinin, kas ve kemik yapısının bozulması önlenmiş olur.*

Yemek yeme ve televizyon seyretme aynı anda olmamalıdır. Yemek sofrası aile fertlerinin neşe içinde sohbet edecekleri, iletişim kuracakları mekânlar olmalıdır.

Televizyon odanın en çekici yerine konmamalıdır.

Televizyonu çocuklar günde 1 saatten fazla izlememeli, seyredeceği programlar konusunda ebeveyn söz sahibi olmalı.

Televizyon, çocuk bakıcısı ve susturucusu olarak kullanılmamalı.²

Çocuğunuzun televizyon seyretmesini engellemeyi düşünmeyin. Hangi programları izlemesi gerektiği konusunda örnek olun. Siz, olur olmaz her türlü programı seyrediyorsanız elbette çocuğunuz da seyretmek isteyecektir.

Şiddet ve müstehcenlik içeren, çocuğunuzda olumsuz düşünceler ve merak uyandıracak film, program ve haberleri seyretmemesi konusunda gerekli tedbirleri alın.

Çocuğunuzun ders çalışması, ödev yapması gerektiği zamanlar büyük bir istek ve abartıyla televizyon seyretmeye kalkmayın Çocuğunuzun aklı, sizin seyrettiğiniz programda kalacak, dersine yeterince yoğunlaşamayacaktır.

Çocuğunuzun yararlanabileceği, eğitici nitelikteki belgesel film ve programları seyretmesi konusunda özendirebilirsiniz.

Belirlenecek bazı film ve programların ailecek seyredilmesi, çocuğa düzenli televizyon seyretme ve televizyon seyretme konusunda seçici olma alışkanlığı kazandıracaktır.

Uzun süre televizyon seyreden, şiddet içeren filmler izleyen çocukların saldırganlaştığını ve şiddete yöneldiğini unutmayın.

Televizyon seyrederken (haber veya diğer programlar) hoşunuza gitmeyen bir duruma sövüp sayarak ya da kötü söz söyleyerek tepki göstermeyin. Çocuğunuzun da küfretme ve kötü söz söyleme alışkanlığı kazanacağını unutmayın.

Zamanının televizyon karşısında geçirmemesi için, çocuğunuzu oyuncaklarıyla oynamaya veya kitap okumaya yönlendirin.

Çocuğunuzun kişiliğini olumsuz etkileyecek, kişilik ve kimlik bozukluğuna yol açacak film veya çizgi film kahramanlarının etkisi altında kalmaması konusunda gereken hassasiyeti gösterin.

Ölçüsüz bir şekilde televizyon seyreden çocuklarda (büyüklerde dahil) uyuşukluk, tembellik, ruh ve sinir hastalıkları, yorgunluk, göz rahatsızlıkları, fiziksel bozukluklar, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, aşırı ve yersiz hayalcilik… gibi sorunların görülebileceğini unutmayın.

Çocuğunuzun televizyon seyrederek ders çalışmasına veya ödev yapmasına izin vermeyin. Kendisine yaptığı ödev ve çalıştığı dersten gereken verimi alamayacağını hatırlatın.

Özellikle küçük yaşlardan itibaren sürekli televizyon seyrederek büyüyen çocuklarda, konuşmaya başlamanın gecikebileceğini aklınızdan çıkarmayın.³

Referanslar:

1- Dr. EROL GÖKA ( ÇOCUK VE ÇEVRE)

2- Doç. Dr. SEFA SAYGILI ( ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI )

3- MUSTAFA USLU (MUTLU VE BAŞARILI ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN ANNE BABA EĞİTİMİ )

*- ŞENGÜL GENÇ ( ÇOCUĞUN EĞİTİMİ 1-3 YAŞ)

Write a comment