Psikolojik Belirti Durumu



‘Psikolojik sağlık’, ruhsal bozukluğun olmayışı ve normal olanla ilişkili olan şeklinde tanımlanmaktadır (Güleç, 2009). Dünya Sağlık Örgütü’ ne göreyse ruhsal sağlığın yerinde olması, bireyin kendisi, çevresiyle ve ailesiyle uyum içinde olması anlamına gelmektedir (DSÖ, 2014).
Bireyin sahip olduğu psikolojik bozuklukların belirtileri çok geniş bir yelpazade yer almaktadır. Derogatis (1993) tarafından psikiyatrik belirtileri ve bireyin içinde bulunduğu stres düzeyinin genel ölçütleri aksiyete, depresyon, kişilerarası duyarlılık, somatizasyon, hostilite, obsesif kompülsif bozukluk, fobik anksiyete ve psikotizm olarak belirtilmiştir.
Anksiyete; bireyi tehdit eden olası olay veya durumlar karsısında bireyin verdiği bilişsel, duygusal, fizyolojik ve davranışsal tepkilerdir. Depresyon ise; neşe kaybı, yalnızlık, kendini suçlamaya bağlı olumsuz benlik algısı, değersizlik duygusu, keyif alınan aktivitelere karşı ilgisizlik, sosyal yasamdan çekilme,iştahsızlık, uykusuzluk, cinsel istekte azalma, ölüm ve intihar düşünceleri ile ortaya çıkan duygusal çökkünlük hali olarak ifade edilmektedir (Karamustafalıoğlu ve Yumrukçal, 2011). Depresyon toplumda en yaygın görülen psikolojik sorundur (Yaşar, 2003).
Kişilerarası duyarlılık, kolaylıkla incinme ve kırılma, diğerleri tarafından önemsenip değer verilmediğine inanma, kendini diğerlerinden daha aşağı görme, diğerlerinin yanında iken yanlış bir şeyler yapmamaya özen gösterme gibi yaşantılara yol açan bir durumdur (Boyce ve ark., 1991) Somatizasyon ya da Türkçe ifade ile ‘bedenselleştirme’ ise psikolojik sıkıntının bedensel belirtilerle kendini göstermesidir. Fiziksel rahatsızlıkların bir çoğu psikolojik sıkıntılardan kaynaklanmaktadır (Holder-Perkins ve Wise, 2001). Hostilite; öfke ve düşmanlık duyguları, saldırganlık olarak tanımlanmaktadır. Düşmanca düşünce, duygu ve davranışları kapsamakla birlikte sinirlilik hissi, sık sık tartışmaya girme ve kontrol edilemeyen öfke patlamaları gibi genel özelliklere sahiptir (Budak, 2003)
Obsesyonlar; kişinin aşırı ya da anlamsız olduğunu bildiği ancak engelleyemediği; rahatsız edici,sıkıntı yaratan, yineleyici düşünce, dürtü ya da zihinsel tasarımlardır. Kompulsiyonlar ise obsesyonları engellemek amacıyla sergilenen yineleyici davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir (Tükel, 1997). Fobik anksiyete ise yaygın anksiyeteden farklı olarak, belirli nesne ve durum karşısında hissedilen mantıksız ve aşırı korku olarak tanımlanabilir (Işık ve Taner, 2006)
Diğer bir psikolojik belirti olan paranoid düşüncelerin en önemli özelliği, başkalarının davranışlarının birey tarafından kötü niyetli olarak yorumlanması ve bireylerin sürekli bir kuşku içinde olmalarıdır. Son olarak psikotizm ise; gerçeği değerlendirmede ileri derecede bozulma şeklinde ortaya çıkmaktadır. İçgörü kaybı, hareket ve algılama bozuklukları psikoz hastalarında görülen başlıca belirtilerdendir (Soygür, Alptekin, Atbaşoğlu ve Herken, 2007).
Mikulincer ve Shaver (2012), bağlanma stilleri ve psikopatoloji arasındaki ilişkiyi konu alan literatürü taradıkları çalışmalarında, güvensiz bağlanmanın psikolojik sağlığın bozulmasına katkı sağladığı sonucuna ulaşmışlardır. Örneğin, hem kaygılı hem de kaçınmacı bağlanma stillerinin depresyon (Catanzaro ve Wei, 2010); obsesif kompulsif bozukluk (Doron, Moulding ve Kyrios, 2009); ve yeme bozuklukları (Illing, Tasca ve Balfour, 2010) ile ilişki bulunduğunu göstermiş çalışmalar bulunmaktadır.
Küt, D. (2018). Genç Yetişkin ve yetişkin kadınların bağlanma stillerinin Cinsel yaşam kalitesi düzeyleri, cinsel özgüven ve psikolojik belirtileri bakımından incelenmesi. Doktora Tezi, Maltepe Üniverstesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış doktora tezi