İnternetin Çocuklara Etkileri



İnternetin bilinen en büyük sorunu “sanal bağımlılık” olsa gerek. Psikoloji literatürüne de giren sanal bağımlılıkla mücadele, oldukça güç psikolojik sorunların başında geliyor. Bu nedenle uzmanlar internet kullanıcılarına “bilinçli” olmalarının yanı sıra interneti “iradeli” bir şekilde kullanmalarını tavsiye ediyorlar.
Ne var ki internet kullanıcıları her zaman irade sahibi kişilerden oluşmuyor.
Örneğin henüz yetişkinlik çağına gelmemiş çocuklar ya da psikolojik rahatsızlığı bulunan kişiler bir travma veya depresyonun neticesi olarak kendini internet ağına atan kişilerin tam bir irade sahibi olduğu söylenemez. Kapıları her türden insana açık olan internetin bu hali ile özellikle gençler için tehlike saçtığı söylenebilir.
İngiltere’de “temiz internet kullanımı”yla ilgili yapılan bir araştırmada da bu gerçeğin altı çizilmektedir. Henüz iradesini kullanamayacak yaştaki gençler üzerinde yapılan araştırmada, ders çalışma niyetiyle internet başına geçen gençlerin büyük çoğunluğunun, MSN sohbetleri, chat ve pornografik sitelerle vakit geçirdiği ve derslerine konsantre olamadığı ortaya çıkmıştır.
İşin daha da vahim tarafı, psikolojik sorunu olan kişiler, internet üzerinden tanıştığı “zayıf iradeli” kişilere kendi sorunlarını bulaştırabilir. Gençler çok defa, internette tanıştığı kişilerin kendisi kadar masum olduğunu zannederek çok çabuk tuzağa düşmekteler, bazen karşıdaki kişinin sorunlarını dinlerken bazen de karşıdaki kişinin sorunlarını çözmeye çalışırken aynı hastalıklı ruhu, kendi ruhlarına bulaştırdıklarını fark edememekteler.
İnternetin Türk aile yapısına verdiği zarar henüz ciddi araştırmalarla ele alınmış değil, ancak eldeki verilere bakıldığında durumun hiç de iç açıcı olmadığı ortadadır. Zira internetteki “gerçek bilgi” paylaşımının yapıldığı sitelerin çoğunluğunda İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca olduğu düşünülürse ve Türkiye nüfusunun çoğunluğunun ikinci dil kullanımının bulunmadığı hesaba katılırsa Türk internet kullanıcılarının interneti bilgiye ulaşmak için değil, daha çok haberleşme ve sohbet için kullanıldığı gerçeğine ulaşmak zor olmasa gerek.
Zaten böylesi bir gerçek MSN Türkiye temsilciliği tarafından yapılan açıklamalarla da örtüşmektedir. MSN Türkiye tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye, dünya üzerinde en çok MSN’e sahip ikinci ülke konumunda. Bu rakama ayda 16 milyon 800 bin Türkçe “chat” yapan kişide ilave edilirse durumun vahameti daha net bir şekilde ortaya çıkmış olur.
Henüz “irade” kullanma yaşına erişmemiş çocuklar, psikolojik sorunları bulunan ve çeşitli ruh hastalıklarına sahip kişilerin böylesi kontrolsüz bir ortamda ve sahte kimliklerle dolaşıyor olmasının yol açtığı felaketler bugün gazetelerin üçüncü sayfalarında gözler önünde durmaktadır.
Tüm bunlarla birlikte, internet teknolojisini ayakta tutan şirketlerin büyük çoğunluğunu porno ticareti yapan şirketler ve gizli servislere hizmet sunan birtakım siteler olduğu hatırlanırsa internetin o kadar da masum bir teknoloji olmadığı daha net ortaya çıkmış olur.
İnternet üzerinden dönen porno ticaretinin yılda 100 milyar dolar ve böylesi siteleri ziyaret eden kişi sayısının saniyede 28 bin 258 kişi olduğunu söylemek, ürkütücü bir gerçek olsa gerek.
NELERE DİKKAT ETMELİYİZ
Bütün bu gerçekler göz önüne alındığında, internetin sinsi tuzaklarına düşmemek için aşağıdaki tedbirler alınabilir.
İnternetin bulunacağı yer, oturma odası olmalıdır. Geçlerin odasına internet bağlamak ciddi bir hatadır.
İnternetin bağlı olduğu bilgisayar ekranı herkes tarafından görünebilecek şekilde salona dönük olmalıdır.
Aile içinde hiç kimse kimseden e-mail şifrelerini ve kullanıcı isimlerini gizli tutmamalıdır.
İnternet üzerinden yapılan sohbetlerin kaydedilmesini sağlayan programlar bilgisayarda mutlaka yüklü bulunmalıdır.
İslamî de olsa hiçbir sohbet sitesine güvenilmemelidir. Kişilerin sahte kimlikle tehlike saçtığı unutulmamalıdır.
İnternette girilen yerleri kayıt altına alıcı programlar bilgisayarda mutlaka yüklü olmalıdır.
İnternet sadece gerektiği zaman açılmalı ve yapılacak iş bittiğinde tekrar kapanmalıdır. Kesintisiz internet sahibi olmak, kesintisiz internet kullanımı anlamına gelmemelidir.
Referanslar:
1- MUSTAFA USLU ( MUTLU VE BAŞARILI ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN ANNE BABA EĞİTİMİ )
2- ADEM GÜNEŞ (ÇOCUK TERBİYESİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR)