Çocukta Korku
Kimi insanlar karanlıktan korkarlar, kimileri yalnız kalmaktan, kimileri ise, gök gürültüsünden, ölümden, böceklerden vb. Korku, canlı varlıkların, bilinen ve bilinmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri en doğal tepkilerdir. Çocukların korktuğu şeyler yaşına göre değişiklik gösterir.
İki-üç yaşındaki bir çocuk gök gürültüsünden, elektrik süpürgesi sesinden; üç-dört yaşındaki bir çocuk ise karanlıktan, Öcüden, altı yaşındaki bir çocuk ise hayaletten, yangından korkabilir. Bazı anne-babalar korkularını çocuklarının yanında sürekli göstererek ve söyleyerek yaşarlar. Çocukta model aldığı kişilerin korkularını örnek alır. Çocukların eğitiminde korkuyu bir disiplin aracı olarak kullanarak bir şeyler yaptırılmaya çalışılması da çocukta korku oluşumuna neden olur. “Yaramazlık yaparsan seni dilenciye veririm, beni üzme yoksa seni köpeğe veririm, uyumazsan öcü gelir, seni alır götürür” gibi korkutmalar anne-babaya kolay gelir, hem de çocuğun bedensel bir zarara uğramadığını düşünerek içleri rahat eder. Aşırı koruyucu ailelerin çocuklarında korkular çoğalır.“Parkta kaydırağa binme düşersin, o çocukların yanına gitme seni döverler” gibi sözlerle çocuğu korumaya çalışmak onu girişkenlikten, deneyim kazanmaktan, dayanıklı olmaktan alıkoyar. Yaşanılmış bazı olumsuzluklar yaşantılar da çocuklarda korkuya sebep olabilir. Kaza geçirmek, eve hırsız girmesi, yangın, deprem, büyük kavgalar gibi olaylar çocuklarda ileriki yaşlara değin sürecek korkulara sebep olmaktadır. Çocuklar, bilmedikleri, fakat başkalarından duydukları olaylardan da etkilenir ve korkarlar. Görüldüğü gibi korkunun pek çok nedenleri vardır. Korkuların ortadan kaldırılması için öncelikle nedeninin bilinmesi gerekir. Çocuklarla korkularının nedenleri hakkında açık konuşulmalı, “çivi çiviyi söker” düşüncesiyle korkunun üstüne gidilmemelidir. Korkuları ile alay etmemeli, onları ayıplamamalı ve utandırmamalıdır: “Koskoca adam oldun hala bundan mı korkuyorsun?”, “Erkek adam korkar mı?”, “arkadaşların hiç korkmuyor sen niye böylesin?’’ gibi kıyaslamalar yapmamalıdır. Çocuk korkutularak ondan istenilen davranışları yapması için zorlanmamalıdır. Yetişkinler, basit durumlar karşısında aşırı korku tepkileri göstererek çocuklara olumsuz örnek olmamalıdır. Çocuklara korkmalarına neden olacak öyküler anlatılmamalı, televizyon programlarında seçici davranılmalıdır. Problem çözülemiyorsa mutlaka uzman bir kişiden yardım alınmalıdır…
Her çocuk bazı şeylerden korkar. Fakat korku, çocuğun iştahına, uykusuna, oyunlarına, tesir edecek dereceye gelirse normal sınırı aşmış demektir.
Birçok çocuklarda müşterek olan ilk korku: Çocukların çoğu ilk gördükleri şeyden çekinirler. Mesela, okula başladıkları ilk gün, doktora veya dişçiye gittikleri gün, berbere saçlarını kestirmeye gittikleri gün. Çocuklar bu durumlarda o kadar korkarlar ki, birçoklarını ellerinden tutup geri getirmekten başka çare kalmaz. Çocuğun yaşı ne olursa olsun, ilk defa karşılaşacağı şeyleri evvelden kendisine açıklamak faydalı olur. Bunlar yalnız sözle kalmadan başkalarıyla böyle yerlere bir iki defa gitmesi onu bu durumlara alıştıracağından, kendi vakti gelince güçlük çekmez. Mesela, okul çağından küçük olan kardeş, ağabey veya ablasının okuluna birkaç sefer götürülürse, faydalı olur. Babası berbere giderken, henüz saçlarını kestirmek zamanı gelmediği halde oğlunu da berbere götürürse, çocuk vakti geldiği zaman saç kestirmenin zararlı bir şey olmadığını evvelden bilecek ve korkmayacaktır.
ÇOCUK VE DOKTOR KORKUSU
Çocuğun doktor korkusunu yenmek için ne yapmak gerekir?
Hemen hemen her çocuk, doktordan ve sağlık kuruluşlarına gitmekten korkar. Bu korku, bazı çocuklarda fobi haline gelerek aşırı bir şekilde görülür.
Çocuğunuz, yaramazlık yaptığı zaman ‘Seni doktora götürür, iğne yaptırırım’ ya da ‘Pipini kestiririm’ gibi sözlerle tehdit etmeyin. Onu doktorla, sünnetçiyle, hemşire ile korkutmayın. Böyle yaparsanız, çocuğunuzun bilinçaltına korku duygusu yerleştirmiş olursunuz.
İğne ya da cerrahi bir müdahale yapılırken, hasta olan kimsenin canının yandığını gören çocuk, doğal olarak bu tür işlemlerden korkacaktır. Özellikle küçük yaşlardaki çocuğunuza evde ya da hastanede bu tür görüntüleri seyrettirmeyin.
Bazı anneler, ‘Bak, bu amca sünnetçiymiş’ ya da ‘doktormuş’ gibi sözler söyleyip, çocuğu korkutmak suretiyle yola getirmeye çalışırlar. Oysa çocuk, bu arada doktordan da, sünnetçiden nefret etmeye başlar.
Çocuğunuzun sağlıkla ilgili bir sorusunu, siz cevaplamak yerine tanıdığınız bir doktora sordurabilirsiniz. Hem çocuğunuzun doktorla iletişim kurmasını, hem de daha sağlıklı bilgi edinmesine yardımcı olursunuz.
Çocuğunuza ilaç verirken ‘Bak bu şeker’ diyerek içirmeye çalışmayın. Çocuğunuz, hapların şeker olduğunu zannederek içmeye kalkabilir.
Özellikle aşılar yapılırken bunların insan sağlığı için gerekli olduğunu, yoksa çok kolay hasta olunabileceğini uygun bir dille ona anlatın.
REFERANSLAR:
Mutlu ve Başarılı Çocuk Yetiştirmek İçin Anne Baba- Mustafa Uslu- Elit yayınları.
Çocuk Bakım ve Terbiyesi- İnci Beşoğul Tuğra Neşriyat- 7.Baskı.