Çocuklarda Hayali Arkadaş



Uydurma oyunlar genellikle iki ve üstü yaşlarda başlar. Beş yaşına kadar hayal ile gerçek arasındaki çizgi belirsizdir. Çocuğa göre oyun gerçektir. Araştırmacılar hayallerin zararsız olduğunu, çocuğun hayalle gerçek arasındaki farkı anlamasına yardımcı olduğunu belirtiyor ve hayali arkadaşı, çocuğun kişiliğinin anlaşılması ve tamamlanması gereken kısmı olarak tanımlıyor.
3-5 yaşlarındaki birçok çocuğun “hayali arkadaşı” vardır. Bazı çocuklar oyuncaklarını ya da bebeklerini hayali arkadaşı olarak görürken , bazıları da kendisi ile aynı yaş ve cinsiyette bir kardeş, kuzen ya da arkadaş yaratır.Çocuklar için hayali arkadaşları ailenin bir bireyi gibidir; yemek yerken, arabada, aile toplantılarında hep yanlarındadır. Bu arkadaşın ismi çocuğun tamamen kendi ürettiği bir isim de olabilir, bilinen bir isim de olabilir. Bu arkadaşlıklar bir süre sonra sona erer.(4) Çocuk duygu ve deneyimlerinin bir bölümünü, sorumluluklarından bazılarını ona aktarır. Tek çocuk ya da kardeşleri kendisinden çok büyük olanlarda bu durum daha sıktır.
Hayali arkadaş, bu dönemde çocuğun oyunlarına eşlik eden, eğlenceli, her zaman yanında olan oyun arkadaşıdır. Çocukların güven duyduğu, kimseye anlatamadıkları sırlarını anlattıkları en yakın arkadaşları konumundadır. Çocuğun hayali arkadaşı ya da arkadaşları-bazı çocukların birden fazla hayali arkadaşı olabilir- ona bir yıl ya da daha uzun bir süre yardımcı olacak son derece normal bir başa çıkma mekanizmasıdır. Çünkü 3 yaşındaki bir çocuk henüz dünyasında olup bitenlerle başa çıkabilecek kadar deneyimli değildir ve aklı çok somut bir biçimde çalışır. Olguları ve sonuçları çoğunlukla yetişkinlere göre değil, çocuğa göre mantıksal bir düzen içerisinde bir araya getirir. Örneğin, itfaiye arabalarının yangın çıkardığını düşünebilir, çünkü ne zaman bir itfaiye aracı görse bir yangına tanık olmaktadır. Çocuğun düşünme biçimi tecrübe kazandıkça düzelecektir. Bu çağda ona örnek olmak için mantıklı bir şekilde konuşmak yararsızdır. Bunun yerine onu dinlemek ve aklının nasıl işlediğini keşfetmek gerekir. Bu, onu anlamamıza yardım edecektir. Çocuk, olguları ve gerçekleri ilginç bir biçimde bir araya getirdiğinden, hayali bir arkadaş onun için bir servet değerinde olabilir. Çocuğun, hayali arkadaşı ile konuştukları ona fark ettirmeden dinlenecek olursa, çevresindeki dünya ile kurduğu ilişkide gördüğü ve hissettiği şeyleri nasıl gayret sarf ederek anlamaya çalıştığını görürüz. Bu, onun yaşamı anlamaya çalışırken izlediği yoldur
Çocuk hayali arkadaşını sever ve ciddiye alır; hayali arkadaş onunla birlikte yemek yiyebilir, onun yatağında uyuyabilir, onunla birlikte banyo yapabilir ve uzun uzun konuşabilir. Hatta bu hayali arkadaşa, anne ve babasının bakmasını isteyebilir. Örneğin; bir banyo havlusu da onun için çıkarılmasını, ona yiyecek verilmesini, arabada ona yeterli yer açılması için ebeveyninin çantasını bagaja koymasını isteyebilir. Bazen hayali arkadaşının nerede olduğunu ve neler yaptığını anlatabilir.
Eğer çocuk olumsuz davranışları hayali arkadaşa yüklüyorsa, aile ortamının bu davranışların doğrudan ortaya çıkmasına müsait olmadığını anlaşılmaktadır. Anne-baba, bu durumda hayali arkadaşın yansıttığı ve ortaya koyduğu hareketleri anlamaya çalışmalıdır. Çünkü, çocuğun duygularını anlamayıp ona yardım etmemek, gelecekte gerçekten ihtiyacı olduğunda anne babaya başvurmasını engeller. Anne ve babaların hayali arkadaşı reddetmemeleri öneriliyor; çünkü bu arkadaş çocuğun problemlerini anlamak için önemli bir anahtardır.
Ancak;
Çocuğun tek arkadaşının hayali arkadaşı olmasına izin verilmemeli, çocuğun sosyal ortamlarda bulunması sağlanmalı. Eğer çocuğun hayali arkadaşı dışında hiç arkadaşı yoksa yaşıtlarıyla oynamaya karşı ilgisiz ise mutlaka o zaman bir uzmana başvurulmalı.
Çocuğun yaptığı her kötü davranışı için sorumluluğu hayali arkadaşına yüklemesine engel olunmalı. Gerçek ile hayal arasındaki farkı anlamasına yardımcı olunmalıdır.
Nasıl ki, çocuklarda hayali arkadaşın olması normal karşılanıyorsa, yine çocuk 4-5 yaşına geldiğinde hayali arkadaşın artık ortadan yavaş yavaş kaybolması gerekmektedir. Çocuk okula başladığında yaşıtları ile zaman geçirip, oyun oynamanın daha eğlenceli olduğunu anlar ve zamanla hayali arkadaş unutulur. Çocuğun hayali arkadaşı ya kendiliğinden ortadan kaybolur ya da dönmeyeceği uzun bir tatile çıkar. Bu sürecin uzaması ya da yaşıtlarıyla zaman geçirmeyi istememesi durumunda bir uzmandan yardım alınmalıdır.
ÖNERİLEN
Çocuğun hayali arkadaşına saygı göstermeli ve onun varlığına inanmadığımızı belli etmemeliyiz. Çünkü, hayali arkadaş, çocuğun beyninin yarattığı bir başa çıkma aracıdır.
Aileler, hayali arkadaş ile ilgili çocuğa sorular sormamalı ya da onlarla konuşmaya çalışmamalıdır. Bu durumda çocuk hayali arkadaşı ile fısıltıyla konuşmaya başlayacak ve hayali arkadaşını saklayacaktır. Bu da çocuğun yaratıcılığına müdahale etmek demektir.
Çocuğun hayali arkadaşına da ona davrandığımız gibi davranmalıyız. Çocuk için konan kurallar, hayali arkadaş için de geçerli olmalı ve asla hayali arkadaşa müsamaha gösterilmemelidir.
Çocuk, kendi arkadaşına saygı duyulmasından ve beğenilmesinden hoşlanacak ve başkalarını sevmeyi de erkenden öğrenmiş olacaktır. Bu ileride gerçek insanları sevmesi için de sağlam bir temel oluşturacaktır.
Çocuğa öğretilmek istenen bir çok alışkanlık veya ders, hayali arkadaş sayesinde pekiştirilebilir. Örneğin, çocuğun yemekten sonra dişlerini muntazam fırçalamasını alışkanlık haline getirmek için, hayali arkadaşının adını kullanarak “bak Didi ne güzel dişlerini yukarı-aşağı, ileri geri fırçalıyor “ denebilir.
Çocuğun hayali arkadaşı ile ilgili anlattıkları aile tarafından çok iyi dinlenmelidir, çünkü çocuk kendi iç dünyasını hayali arkadaşı üzerinden anlatarak ipucu veriyor olabilir. Eğer çocuğun hayali arkadaşı karanlıktan korkuyorsa bu gerçekte çocuğun karanlıktan korktuğunu göstermektedir. Ya da çocuk bir şeyi yapmak istemediği zaman hayali arkadaşı istemiyormuş gibi davranarak reddedebilir.
Kısaca; Çocukların hayal kurması normaldir ve geçicidir. Hayali arkadaşı olan bir çocuk yaratıcıdır, konuşkandır ve büyüme denen şeyle pekâlâ başa çıkabildiğini göstermektedir. Yeter ki, çocuklarımıza kulak verelim ve bizlere verdikleri ipuçlarını çok iyi değerlendirebilelim.
REFERANSLAR
www.hurriyetaile.com ,29.04.2011 Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu
Çocuk Psikolojisi, Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Remzi Kitabevi,3.basım, sf:249,Ocak 2011
Çocuğumu Nasıl Anlarım?, Dr. Lynn Weiss, Beyaz Yayınları, 1. Basım, sf:164-167,Nisan 1998
www.ailevekadin.com sağlık köşesi/ Dr. Şükrü Cido, 18 Aralık 2003